-
1 dinçlik
1. حراك [حَرَاك]Anlamı: dinç olma durumu2. حركة [حَرَكَة]Anlamı: dinç olma durumu3. شرة [شِرَّةَ]Anlamı: dinç olma durumu4. لذع [لَذْع]Anlamı: dinç olma durumu5. نشاط [نَشَاط]Anlamı: dinç olma durumu6. همة [هِمَّة]Anlamı: dinç olma durumu -
2 شرة
شِرَّةَ1. fenalıkAnlamı: fena olma durumu, kötülük2. faaliyetAnlamı: çalışkanlık, canlılık3. çeviklikAnlamı: çevik olma durumu4. dinçlikAnlamı: dinç olma durumu5. canlılıkAnlamı: canlı olma durumu, neşelilik -
3 حراك
حَرَاك1. kımıldanmaAnlamı: kımıldamak veya kımıldanmak işi, hareket2. zindelikAnlamı: dinçlik, canlılık, sağlamlık3. kıvraklıkAnlamı: kıvrak olma durumu4. hareket5. kımıltıAnlamı: hafif ve sürekli kımıldama6. kıpırtıAnlamı: sürekli ve hafifçe kımıldanma, kımıltı7. devimAnlamı: devinim8. faaliyetAnlamı: çalışkanlık, canlılık9. davranışAnlamı: davranmak işi veya biçimi, tutum, muamele, hareket10. devinimAnlamı: devinmek ışı, hareket11. meşguliyetAnlamı: uğraşma durumu12. canlılıkAnlamı: canlı olma durumu, neşelilik13. dinçlikAnlamı: dinç olma durumu -
4 حركة
حَرَكَة1. kımıldanmaAnlamı: kımıldamak veya kımıldanmak işi, hareket2. zindelikAnlamı: dinçlik, canlılık, sağlamlık3. indisAnlamı: bir harf üzerine konulan işaret4. harekâtAnlamı: davranışlar, işler5. kıvraklıkAnlamı: kıvrak olma durumu6. hareket7. emareAnlamı: ışaret, iz, belirti8. kıpırtıAnlamı: sürekli ve hafifçe kımıldanma, kımıltı9. kımıltıAnlamı: hafif ve sürekli kımıldama10. meşguliyetAnlamı: uğraşma durumu11. devinimAnlamı: devinmek ışı, hareket12. davranışAnlamı: davranmak işi veya biçimi, tutum, muamele, hareket13. faaliyetAnlamı: çalışkanlık, canlılık14. devimAnlamı: devinim15. dinçlikAnlamı: dinç olma durumu16. canlılıkAnlamı: canlı olma durumu, neşelilik -
5 نشاط
نَشَاط1. zindelikAnlamı: dinçlik, canlılık, sağlamlık2. kıvraklıkAnlamı: kıvrak olma durumu3. dinçlikAnlamı: dinç olma durumu4. canlılıkAnlamı: canlı olma durumu, neşelilik -
6 همة
هِمَّة1. hayatiyetAnlamı: yaşama gücü, canlılık2. coşku3. zindelikAnlamı: dinçlik, canlılık, sağlamlık4. kıvraklıkAnlamı: kıvrak olma durumu5. faaliyetAnlamı: çalışkanlık, canlılık6. himmetAnlamı: yardım, kayırma7. çabaAnlamı: bir iş yapmak için sürekli çalışma, ceht8. canlılıkAnlamı: canlı olma durumu, neşelilik9. dinçlikAnlamı: dinç olma durumu -
7 لذع
لَذْع1. faaliyetAnlamı: çalışkanlık, canlılık2. canlılıkAnlamı: canlı olma durumu, neşelilik3. dinçlikAnlamı: dinç olma durumu -
8 فرح
Iفَرَح1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. hoşnutlukAnlamı: hoşnut olma durumu5. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu6. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç11. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu12. sevinç13. zifafAnlamı: gerdeğe girme, gerdek14. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu15. damatlıkAnlamı: güveylik16. düğünAnlamı: evlenme dolayısıyla yapılan tören, eğlenceIIفَرِح1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. zevkliAnlamı: beğenilen hoşa giden3. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu4. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan5. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz6. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun7. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç8. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli9. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan10. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan11. mutluAnlamı: ongun, mesut12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. ağrısızAnlamı: ağrısı olmayan, acısız14. asudeAnlamı: sessiz, rahat, sakin15. sevinçliAnlamı: sevinci olan16. şenAnlamı: sevinçli, neşeli17. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesutفَرَّحَ1. açmakAnlamı: ferahlık etmek2. neşelendirmekAnlamı: neşeli duruma getirmek3. sevindirmekAnlamı: sevinmesine yol açmak -
9 جذل
Iجَذَل1. mürüvvet2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme6. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet7. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu10. sevinçIIجَذِل1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. zevkliAnlamı: beğenilen hoşa giden3. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu4. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç5. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli6. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz7. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan8. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun9. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan10. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse11. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan12. mutluAnlamı: ongun, mesut13. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli14. neşeliAnlamı: sevinçli, şen15. sevinçliAnlamı: sevinci olan16. şenAnlamı: sevinçli, neşeli17. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesut
См. также в других словарях:
dinçlik — is., ği Dinç olma durumu, zindelik, mecal … Çağatay Osmanlı Sözlük
tazelik — is., ği 1) Taze olma durumu, körpelik, taravet 2) mec. Dinç, diri, canlı olma durumu Eskiden söz açılınca yorgun belleğinden şaşılacak kadar tazelikle geçmişe döner, anılarını eksiksiz anlatmaya dalardı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ferah — 1. sf., Far. ferāḫ 1) Bol, geniş Ferah bir ev. 2) Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer) Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler ferah ferah 2. is., Ar. feraḥ Kalp, gönül, iç vb.nin sıkıntısız, tasasız olma … Çağatay Osmanlı Sözlük